Barındırma Kararı: Yanlış Tercihin Bedeli
Canlı çalışan bir sistemi taşımanın ne kadar sancılı olabileceğini muhtemelen biliyorsunuz. Yavaşlayan sayfalar, CPU sınırına takılıp duran PHP süreçleri, rastgele 500 hataları… Çoğu zaman kök sebep, en başta doğru hosting modelini seçmemekten kaynaklanıyor. Özellikle paylaşımlı hosting vs vps tartışması, dedicated sunucu seçimi ve en temel soru olan hangi hostingi seçmeliyim sorusu burada karşımıza çıkıyor.
İşin zor yanı şu: Kısa vadede ucuz görünen seçenek, orta vadede ciddi maliyet, itibar kaybı ve mesai yükü olarak geri dönebiliyor. Tek kullanıcı blogundan yüksek trafikli e-ticaret sitesine kadar her senaryoda, ihtiyaçla barındırma modelinin uyumlu olması gerekiyor. Aksi halde sistem yöneticisinin hayatı sürekli yangın söndürmekle geçiyor.
Bu rehberde abartıya kaçmadan, sahada yaşadığımız gerçek senaryolara dayanarak paylaşımlı hosting, VPS ve dedicated modellerinin artılarını, eksilerini ve sınırlarını net biçimde ele alacağız. Amaç; teknik detayları boğmadan, karar anında elinizin altında pratik bir referans bırakmak.
Temel Kavramlar: Paylaşımlı, VPS ve Dedicated Ne Anlatıyor?
Paylaşımlı hosting: Aynı apartmandaki daireler
Paylaşımlı hosting, bir fiziksel sunucu kaynaklarının (CPU, RAM, disk, I/O) yüzlerce hatta bazen binlerce site arasında paylaşıldığı modeldir. İşletim sistemi, web sunucusu, veritabanı servisleri ve çoğu yazılım katmanı tek bir havuz olarak yönetilir. Siz sadece bir kontrol paneli üzerinden alan adınızı ve dosyalarınızı yönetirsiniz.
Avantajı açıktır: Ucuzdur, yönetimi kolaydır, teknik bilgi gereksinimi minimumdur. Ancak bedeli de nettir: Kaynaklar ortak kullanılır, komşu sitelerin trafiği sizi doğrudan etkiler, özelleştirme şansınız sınırlıdır. Basit kişisel siteler ve deneme ortamları için yeterli olabilir; ama büyümeye niyetli projelerde genellikle kısa sürede sınırlarına çarparsınız.
VPS: Ayrı odalı paylaşımlı sistem
VPS (Virtual Private Server), bir fiziksel sunucunun sanallaştırma teknolojileri ile birden fazla bağımsız sanal sunucuya bölünmüş halidir. Her VPS kendi sanal CPU, RAM ve disk kotasına sahiptir. İşletim sistemi sizindir, root erişiminiz vardır, firewall ve servis yapılandırmalarını özgürce değiştirebilirsiniz.
Bu model, paylaşımlı hosting ile dedicated arasında dengeli bir noktada durur. İzolasyon seviyesi daha yüksektir, performans daha öngörülebilirdir, ölçeklenebilirlik imkânı daha fazladır. Ancak yönetim tarafında artık sorumluluk sizdedir: Güncellemeler, yedekler, güvenlik ayarları ve servis izleme işleri işin içine girer.
Dedicated sunucu: Bina tamamen sizin
Dedicated sunucu, fiziksel donanımın tamamının tek bir müşteri için ayrıldığı modeldir. CPU çekirdekleri, RAM, disk, ağ arabirimleri… Tümü sadece sizin kullanımınıza açıktır. Donanım seviyesinde kimseyle paylaşım yoktur, bu da en yüksek seviyede kaynak garantisi ve izolasyon anlamına gelir.
Dedicated sunucu seçimi genellikle yüksek trafik, ağır veritabanı sorguları, çok sayıda backend servisi ya da regülasyon kaynaklı sıkı izolasyon gereksinimleri olduğunda masaya gelir. Gücü kadar sorumluluğu da büyüktür; kapasite planlama, donanım arızalarında müdahale süreçleri, yedekleme stratejileri gibi konularda ciddi bir disiplin ister.
Performans Açısından Paylaşımlı Hosting vs VPS vs Dedicated
Performansı konuşurken sadece CPU frekansına bakmak yeterli değil. I/O bekleme süreleri, disk alt yapısı (SSD / NVMe), ağ gecikmesi, aynı node üzerinde çalışan diğer müşterilerin davranışı gibi pek çok faktör devreye giriyor. Yine de genel bir sıralama yapmak mümkün.
Paylaşımlı hosting performans sınırları
Paylaşımlı ortamda limitler genellikle şu başlıklarda karşınıza çıkar:
- CPU ve RAM için kullanıcı başına yumuşak ve sert limitler
- Disk I/O hız sınırları ve eşzamanlı I/O sayısı
- Concurrent PHP process veya worker sınırları
- Veritabanı bağlantısı ve sorgu süresi limitleri
Bir müşteriniz kampanya başlattığında veya bir site bot trafiğine maruz kaldığında, aynı sunucudaki diğer siteler de bundan etkilenebilir. İşte paylaşımlı hosting vs vps tartışmasında en sık yaşadığımız performans problemi budur: Tahmin edilemeyen komşu trafiği.
VPS performans profili
VPS tarafında size tahsis edilen sanal CPU ve RAM değerleri çok daha öngörülebilirdir. Aynı fiziksel node üzerinde başka VPS'ler olsa bile, hypervisor seviyesinde kaynak kuotaları belirlenir. I/O tarafında hâlâ node paylaşıldığı için aşırı yüklenmiş bir fiziksel sunucu performansı etkileyebilir; ancak doğru yapılandırılmış bir platformda bu risk ciddi ölçüde azaltılır.
Burada kritik nokta, iş yükünüzü tanımaktır. Örneğin:
- CPU ağırlıklı bir PHP uygulaması için daha fazla vCPU çekirdeği
- Cache yoğun çalışan bir Laravel veya Node.js uygulaması için daha fazla RAM
- Veritabanı ağırlıklı iş yükleri için hızlı disk altyapısı ve mümkünse ayrı bir veritabanı sunucusu
Çoğu orta ölçekli proje, doğru boyutlandırılmış bir VPS ile rahatlıkla yüz binlerce aylık ziyareti kaldırabilir.
Dedicated performans gücü
Dedicated tarafında artık main bottleneck genellikle uygulamanın kendisi olur. Donanım size ait olduğundan, çekirdek seviyesinde optimizasyon yapabilir, disk altyapısını (RAID, NVMe, yedek disk) ihtiyacınıza göre tasarlayabilirsiniz. Yük dengeleme, uygulama katmanı ölçekleme, çoklu veritabanı replikasyonu gibi gelişmiş mimariler için sağlam bir temel sunar.
Eğer anlık on binlerce eş zamanlı kullanıcı, yoğun arka plan işleyicileri, büyük raporlama sorguları söz konusuysa, dedicated sunucu seçimi ciddi şekilde gündeme alınmalıdır.
Güvenlik, İzolasyon ve Uyumluluk Gereksinimleri
Güvenlik tarafında asıl belirleyici kriter, paylaşılan katman sayısıdır. Ne kadar çok katmanı başka müşterilerle paylaşıyorsanız, saldırı yüzeyiniz o kadar genişler. Bu, doğru yapılandırılmış bir ortamda mutlaka felaket anlamına gelmez, ama risk modeliniz değişir.
Paylaşımlı hosting güvenlik resmi
Paylaşımlı ortamda işletim sistemi ve servislerin yönetimi tamamen hizmet sağlayıcıya aittir. Kötü yapılandırılmış bir sunucuda, bir müşterinin zayıf scripti tüm sistemi etkileyebilir. Ciddi sağlayıcılar izolasyonu kuvvetlendirmek için container benzeri teknolojiler, chroot ortamları ve ek güvenlik modülleri kullanır.
Ancak siz yine de şu kısıtlarla yaşarsınız:
- Kernel seviyesinde hiçbir kontrolünüz yoktur.
- Custom firewall kuralları veya IDS/IPS entegrasyonu ekleyemezsiniz.
- Çoğu zaman sadece .htaccess veya panel düzeyinde güvenlik ayarları yapabilirsiniz.
VPS güvenlik avantajları
VPS tarafında işletim sistemi sizin kontrolünüzdedir. Bu da şu imkanları getirir:
- Firewall yapılandırmasını (örn. iptables, nftables) kendiniz yönetme
- SSH sertifika tabanlı erişim, port takası, fail2ban gibi ek katmanlar kurma
- Uygulama bazlı güvenlik araçlarını (WAF, antivirus, EDR ajanları) entegre etme
Burada unutulmaması gereken nokta, sorumluluğun da size ait olmasıdır. Güvenlik yamalarını ihmal ederseniz veya root erişimi kontrolsüz paylaşırsanız, VPS ortamı da en az paylaşımlı hosting kadar riskli hale gelebilir.
Dedicated ve uyumluluk senaryoları
Bazı sektörlerde (finans, sağlık, regülasyona tabi sistemler) veri yerleşimi, erişim logları ve izolasyon seviyesi için çok sıkı gereksinimler bulunur. Bu tip senaryolarda:
- Log saklama süreleri ve merkezi loglama zorunluluğu
- Ağ segmentasyonu, VPN zorunluluğu
- Veri şifreleme ve donanım anahtar yönetimi
gibi başlıklar devreye girer. Bu durumda dedicated sunucu, hatta bazen özel ağ ve sanal veri merkezi tasarımları kaçınılmaz hale gelir. Burada paylaşımlı hosting zaten denklemden çıkar; VPS bile bazı denetçiler için yeterli izolasyonu sunmayabilir.
Yönetim Yükü ve Teknik Yeterlilik
Teorik olarak herkes için en güçlüsü en iyidir. Pratikte ise durum farklı: Yönetemediğiniz sistemi verimli kullanamazsınız. Bu yüzden karar aşamasında sadece donanıma değil, ekibinizin yetkinliğine ve zamanına da bakmak gerekiyor.
Paylaşımlı hosting: Yönetim yükü minimum
Burada odak tamamen uygulamanızdadır. PHP versiyonunu panelden seçersiniz, veritabanını panelden oluşturursunuz, yedekleme de çoğu zaman otomatik yapılır. Sunucu tarafında kernel, servis konfigürasyonu, güvenlik yamaları gibi konular tamamen sağlayıcının sorumluluğundadır.
Teknik ekibi olmayan küçük işletmeler için bu büyük kolaylık. Ancak test ortamlarını ayırmak, CI/CD boru hattı kurmak, gelişmiş cache yapıları kullanmak gibi modern pratikleri uygulamak çoğu paylaşımlı ortamda ya çok zordur ya da mümkün değildir.
VPS: Esneklik ve sorumluluk dengesi
VPS modelinde yönetim yükü ciddi şekilde artar ama karşılığında aldığınız kontrol de artar. Örneğin:
- Uygulamanıza uygun PHP-FPM, Nginx, Redis, RabbitMQ gibi bileşenleri kurup ince ayar yapabilirsiniz.
- Staging, test ve production ortamlarını mantıklı bir şekilde ayırabilirsiniz.
- Merkezi loglama, monitoring, alerting sistemleri (Prometheus, Grafana, Zabbix vb.) kurabilirsiniz.
Eğer ekipte temel Linux deneyimi olan en az bir kişi varsa, hangi hostingi seçmeliyim sorusuna çoğu zaman VPS cevabı verilebilir. Özellikle trafik büyümesi beklenen projelerde bu, daha sürdürülebilir bir yoldur.
Dedicated: Tam kontrol, tam sorumluluk
Dedicated ortamda artık sadece sistem yönetimi değil, donanım planlama ve kapasite yönetimi de işin içine girer. Örneğin:
- Diskleri RAID yapısında mı kullanacaksınız, hot spare diskiniz olacak mı?
- Gelecek 1 yıl için CPU ve RAM büyüme tahminleriniz ne?
- Donanım arızasında RTO/RPO hedefleriniz neler, felaket kurtarma planınız var mı?
Eğer bu sorulara net cevaplar veremiyorsanız, dediated sunucuya geçmek için biraz erken olabilir. Önce iyi tasarlanmış bir VPS veya bulut sunucu ortamında deneyim kazanmak daha sağlıklı olacaktır.
Bütçe, Maliyet ve Gizli Bedeller
Fiyat etiketine bakıp karar vermek, üretim ortamında en sık gördüğüm hatalardan biri. Aylık 50-100 TL tasarruf etmek için yanlış platform seçildiğinde, bir kesinti anında kaybedilen siparişler, itibar ve mesai maliyeti çok daha yüksek oluyor.
Doğrudan maliyetler
Genel bir eğilim olarak:
- Paylaşımlı hosting < VPS < Dedicated
şeklinde bir fiyat sıralaması göreceksiniz. Ancak planlar arasında karşılaştırma yaparken sadece disk alanı ve trafik limitine bakmak yeterli değil. Şunlara da dikkat edin:
- Gerçek CPU çekirdeği sayısı ve paylaşımlı/paylaşılmamış durumu
- RAM miktarı ve disk tipi (SSD / NVMe)
- Backup hizmetinin dahil olup olmadığı ve geri dönüş süreleri
- DDoS koruma, WAF gibi ek güvenlik katmanlarının dahil olup olmadığı
Dolaylı maliyetler
Asıl kritik kısım burası. Yanlış platform nedeniyle yaşanabilecek maliyetler:
- Kampanya sırasında yavaşlayan site nedeniyle kaçan satışlar
- SEO puanı düşen yavaş sitelerden gelen organik trafiğin kaybı
- Sık kesinti yaşayan sistemlerde müşteri güveninin azalması
- Ekibin gece yarısı müdahaleleri, ekstra mesai ve motivasyon kaybı
Özellikle e-ticaret ve SaaS projelerinde, aylık birkaç yüz TL daha pahalı bir VPS veya dedicated seçeneği, tek bir yoğun kampanya gününde kendini fazlasıyla amorti edebilir.
Gerçek Senaryolar: Hangi Profil İçin Hangi Hosting?
Teori bir yere kadar. Şimdi sık karşılaşılan senaryolar üzerinden gidelim. Böylece kendi projenizi nereye konumlandıracağınızı daha net görebilirsiniz.
Kişisel blog veya hobi projesi
Günlük trafik düşük, gelir beklentisi sınırlı, teknik ekip yok. Bu tabloda basit bir paylaşımlı hosting çoğu zaman yeterlidir. Burada öncelik, bakım derdine girmeden hızlıca yayına çıkmaktır. Yine de yedeklemeyi hafife almayın; sağlayıcının otomatik yedeklerine güvenmek yerine, periyodik olarak kendi yedeğinizi indirmenizde fayda var.
Küçük ölçekli kurumsal site
Bir şirket web sitesi, referanslar, blog, iletişim formu… Trafik çok yüksek olmayabilir ama prestij kritiktir. Çalışmayan veya yavaşlayan bir site, şirket imajına doğrudan zarar verir. Burada iyi yapılandırılmış bir VPS veya performansı güçlü bir paylaşımlı hosting düşünülebilir. Eğer ileride e-ticaret entegrasyonu veya ek servisler planlanıyorsa, başlangıçtan itibaren VPS daha mantıklıdır.
Büyüyen e-ticaret sitesi
Burada işler ciddileşir. Trafik pikleri, yoğun kampanya dönemleri, ödeme sayfalarında milisaniyelerin bile önemli olduğu durumlar devreye girer. Bu tip projelerde çoğu zaman paylaşımlı hosting artık denklemden çıkar. İyi tasarlanmış bir VPS veya VDS altyapısı, cache katmanı ve ayrı veritabanı sunucusuyla oldukça yüksek yükleri kaldırabilir.
Trafik belli bir seviyeyi aştığında, kritik veritabanı ve uygulama katmanlarını dedicated veya sanal veri merkezi mimarisine taşımak mantıklı olur. Bu geçişi planlarken kesintisiz geçiş senaryolarını, replikasyonu ve rollback planlarını da masaya yatırmak gerekir.
SaaS, API ve mikroservis mimarileri
Sürekli büyüyen, farklı servislerin birbirleriyle konuştuğu SaaS ve API projelerinde esneklik her şeydir. Burada genellikle VPS, VDS ve bulut sunucu kombinasyonu kullanılır. Mikroservisleri farklı VPS'lere dağıtmak, veritabanını ayrı katmanda tutmak, queue ve cache sistemlerini yalıtmak iyi pratiklerdir.
Belirli bir ölçeğin üzerine çıktığınızda, veritabanı veya kritik backend servisleri için dedicated sunucu kullanmak ve geri kalan bileşenleri elastik bulut veya VPS üzerinde tutmak dengeli bir mimari sunar.
Karar Tablosu: Hızlı Karşılaştırma
Aşağıdaki tablo, karar aşamasında hızlıca göz atabileceğiniz özet bir karşılaştırma sağlar:
| Kriter | Paylaşımlı Hosting | VPS | Dedicated |
|---|---|---|---|
| Performans | Düşük-Orta | Orta-Yüksek | Çok Yüksek |
| İzolasyon | Düşük | Orta | Yüksek |
| Yönetim Kolaylığı | Çok Kolay | Orta | Zor |
| Özelleştirme | Sınırlı | Geniş | Çok Geniş |
| Maliyet | Düşük | Orta | Yüksek |
| Ölçeklenebilirlik | Sınırlı | İyi | Donanıma Bağlı |
VPS.TC Üzerinden Pratik Seçim Önerileri
Eğer karar aşamasında halen kafanız karışıksa, ihtiyaçlarınızı şu şekilde sadeleştirebilirsiniz:
- Tek site, düşük trafik, teknik ekip yok: Güçlü bir paylaşımlı hosting veya giriş seviyesi VPS düşünebilirsiniz.
- Birden fazla proje, büyüme planı, temel Linux bilgisi: VPS veya VDS ile başlamak mantıklı olur.
- Yüksek trafik, kritik veritabanları, sıkı SLA beklentisi: Dedicated sunucu veya sanal veri merkezi mimarileri gündeme alınmalıdır.
VPS.TC tarafında, ihtiyaç büyüdükçe aynı ekosistem içinde yatay ve dikey ölçekleme yapabilmeniz ayrı bir avantajdır. Örneğin, başlangıçta küçük bir VPS ile çıkıp, trafik arttıkça VDS'e, oradan dedicated veya sanal veri merkezine kademeli geçiş yapabilirsiniz. Böylece tek seferde büyük yatırım yapmak zorunda kalmaz, büyümeyi gerçek veriye göre yönetirsiniz.
Son Kararı Verirken Dikkate Almanız Gerekenler
Hosting seçimi, bir kere yapılıp unutulan bir karar değil. Projeniz büyüdükçe, ihtiyaçlarınız değiştikçe yeniden gözden geçirmeniz gereken yaşayan bir süreç. Hangi hostingi seçmeliyim sorusuna sağlıklı yanıt verebilmek için şu üç başlığı aklınızda tutun:
- Bugünkü ihtiyaçlarınız ve 12 aylık büyüme beklentiniz
- Ekibinizin teknik yetkinliği ve yönetim için ayırabileceğiniz zaman
- Kabul edilebilir kesinti süresi (SLA beklentisi) ve veri kaybı toleransı
Küçük başlayıp hızlı ölçekleyebilmek genellikle en sağlıklı yaklaşımdır. Bu açıdan bakınca, paylaşımlı hosting kısa süreli ve düşük riskli projeler için makul, paylaşımlı hosting vs vps kıyaslamasında ise büyüme potansiyeli olan tüm projelerde VPS çoğu zaman daha dengeli bir çözümdür. Trafik ve kritik iş yükleri belirli bir eşiği geçtiğinde ise artık dedicated sunucu seçimi ve hatta sanal veri merkezi kurguları gündeme gelir.
İlk adım olarak mevcut sitenizin kaynak kullanımını, trafik verilerini ve büyüme planlarını netleştirin. Ardından bu rehberdeki kriterlere göre bir ön karar verin ve seçtiğiniz sağlayıcıyla teknik detayları netleştirin. Gerektiğinde küçük bir VPS ile başlayıp, gerçek kullanım verilerine göre yukarı doğru ölçekleyerek ilerlemek, çoğu zaman en güvenli ve sürdürülebilir yoldur.
Sıkça Sorulan Sorular
Hangi hostingi seçmeliyim, paylaşımlı mı VPS mi?
Tek site, düşük trafik ve teknik ekibiniz yoksa paylaşımlı hosting işinizi görebilir. Büyüme planınız varsa, birden fazla proje çalıştıracaksanız veya özelleştirme ihtiyacınız yüksekse VPS daha dengeli bir seçimdir. VPS ile hem performans hem de esneklik tarafında ciddi kazanımlar elde edersiniz.
Ne zaman dedicated sunucuya geçmeliyim?
Trafiğiniz sürekli yüksek seviyede seyrediyor, yoğun kampanyalarda kaynaklarınız tavan yapıyor ve veritabanı gibi kritik bileşenlerde gecikme kabul edemiyorsanız dedicated sunucu gündeme gelmelidir. Ayrıca regülasyon kaynaklı sıkı izolasyon ve uyumluluk gereksinimleriniz varsa, donanımın size özel olması denetim süreçlerini de kolaylaştırır.
VPS ile VDS arasında pratikte nasıl bir fark var?
Genel olarak VPS ve VDS benzer mantıkta sanal sunucu kavramlarıdır. Bazı sağlayıcılar VDS terimini daha yüksek kaynak garantisi, daha az oversell veya farklı sanallaştırma altyapısı için kullanır. Karar verirken isimden çok, size ayrılan CPU, RAM, disk, ağ ve kaynak garanti politikasına bakmak daha doğrudur.
Kritik veriler için hangi hosting modeli daha güvenli?
Kritik verilerde asıl belirleyici etken, yedekleme stratejisi, erişim kontrolü ve güncel güvenlik yamalarıdır. Paylaşımlı hostingte kontrol sınırlıdır, bu yüzden orta ve büyük ölçekli projelerde en azından VPS tercih edilir. Finansal veya regülasyona tabi verilerde ise iyi tasarlanmış bir dedicated veya sanal veri merkezi mimarisi, doğru yedekleme ve felaket kurtarma planlarıyla birlikte en güvenli yaklaşımdır.